Termik santrallerde türbin soğutma suyu ve kullanma suyu temini için santralın yerine göre güvenli bir kaynak bulunması gerekir. Günümüzde en güvenilir kaynaklar;
Son yılların en keyifli etkinliği olarak niteleyebileceğimiz, Prokon-Ekon Şirketler Grubu, Geleneksel Yaz Etkinliği’nde katılan tüm çalışma arkadaşlarımız, alabildiğine eğlenceli bir günün tadını çıkardılar. Başta İdari İşler Yöneticimiz Sn.Aysun Ekşi olmak üzere Sn.Sema Saygaz, Sn. Burçin Kutucu, Sn.Uygar Aksoy ve Sn.Caner Bayar’dan oluşan bir düzenleme komitesi kurularak detaylı şekilde programlanan etkinlik özellikle yarışmaları ile hoş anılarımız arasına katıldı.
Eski çağlarda mimarlık, inşaat branşını tümüyle kapsamakta ve mimarlar aynı zamanda mühendislik ile ilgili uygulamaları da sürdürme sorumluluğunu, mesleklerinin gereği olarak kabul etmekte ve bir kısmı günümüze kadar gelen eserlerini yaratmaktaydılar. Mesela MS. 530 tarihinde, Jüstinyen zamanında Ayasofya Kilisesini bitiren Mimar İsodorus, o zamana kadar en geniş açıklıklı kubbeyi yapmak suretiyle hem mimarlık hem de mühendislik tarihine geçmiş bir meslektaşımızdır.
Sanayi tesislerinin yerinin seçiminde; kullanma, soğutma ve proses sularının temini, çok önemli bir etkendir. Bundan 40-50 sene önceye kadar bu konu çok stratejik bir öneme sahip değildi. Genelde yatırımcılar, su ihtiyaçlarını tesis arazisi içindeki kuyulardan veya en yakın nehirden ve doğal kaynaktan elde edebiliyordu. Ancak günümüzde nüfus artışları, sulamalı tarımın artması, iklim değişikliği gibi nedenlerle bu tür çözümler güvenilir olmaktan çıkmıştır.
Başta biraz çekince biraz korku ile kabullendiğimiz ancak son iki hafta sonudur uygulanan sokağa çıkma yasakları ile birlikte artık yavaş yavaş bıkmaya başladığımız, bununla birlikte hem kişisel hem toplum sağlığı açısından büyük özen gösterdiğimiz sosyal izolasyon sürüyor. Bu çerçevede olası şirketlerimize dönüş tarihi ötelendi. Kısaca evden çalışma düzeni devam ediyor, tabi ki röportajlarımız da…
Bazen bir fotoğraf binlerce kelimeye bedeldir, çok daha fazla şey anlatır derler. Ben de size bu yazı ve ekindeki fotoğraflar ile mühendisliğin bütün disiplinlerinin, bununla birlikte tüm mühendislik aşamalarının ne kadar da önemli olduğunu, eksikliklerin veya gözden kaçabilecek şeylerin zaman zaman ne yazık ki facialara yol açabileceğini anlatmak istiyorum.
Röportajlarımıza devam edip çalışanlarımızdan görüş isterken bir gün bir arkadaşımız, “Her görüş bildiren evde güzel güzel çalışıyoruz diyor, oysa bir de bizim gibi çalışan annelere sorun. Bakalım bizim için de evden çalışmak kolay mıymış ?” dedi. Biz de bunun üzerine bu makalede sadece çalışan annelerin görüşlerini yansıtmayı hedefledik. Bu arada şirketler grubu olarak oldukça geniş bir aile olduğumuzu, herkesin birbirini tanımadığını fark edip röportaja katılan arkadaşlarımızın üyesi oldukları şirketleri de belirttik.
Sanatın ve sanatçının, temel ögesi insan olan bütün oluşumlara, uluslara, medeniyete, katkılarını çok iyi bilen Ulu Önder Atatürk, bu değerlendirmesini “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir” tümcesi ile dile getirmişti. Bizler de, insani değerlerimize sımsıkı sarılmamız gerektiğini iliklerimize kadar hissettiğimiz bu zor dönemde, Atamızın aydınlattığı yolda ilerlerken, sanatın yaşamlarımıza dokunmasına izin verebiliriz.
